LORENZO ORSETTİ | Enternasyonalizmin korkusuz, yiğit PARTİZAN’ına…

tikko savaşçısı lorenzo orsetti

Rojava’dan bir TKP/ML TİKKO savaşçısı, 18 Mart’ta ölümsüzleşen yoldaşı Lorenzo Orsetti’yi (Tekoşer Pilîng) “Onunla aynı havayı soluyup, cephede omuz omuza savaşmak ve mektubunda değindiği gibi başarılı hayatına tanık olmak bir onurdur” diyerek anlattı. Elimize e-posta yoluyla ulaşan anlatıyı paylaşıyoruz:

Enternasyonalizmin korkusuz, yiğit PARTİZAN’ına…

2017’nin Aralık ayında tanıştık Tekoşer yoldaşla. YPG Enternasyonal Akademisi’nden bir İtalyan enternasyonal arkadaşın bize katılmak istediği söylendi. Bunun üzerine bu arkadaş ile görüşmeye gittik. Tekoşer yoldaş eğitimde olmasından dolayı ilk görüşmemiz kısa sürdü. Bize “Size katılıp sizinle birlikte savaşmak istiyorum” dedi ve bunu söylediği an gözlerinin içi gülüyordu. Savaşmak istediğini söylediği an dahi çok heyecanlıydı. Gözleri parlıyordu. Biz de ona katılabileceğini söyledik. Eğitiminin bitmesinin ardından doğrudan onu karargahımıza getirdik. Karargahta aldığı eğitimin dışında 15 günlük bir eğitim daha verdik. Eğitimi çok başarılı geçti. Öğrenmeye oldukça istekliydi ve silahlara ilgisi fazlaydı. İyi bir nişancıydı Tekoşer yoldaş. Neredeyse bütün hedefleri vuruyordu. Her gün ne zaman cepheye gideceğini ne zaman savaşacağını soruyordu. Yakın zamanda Rojava’da savaş çıkma ihtimalinin olduğunu ve bizim de gideceğimizi söylediğimde gözleri parlıyordu. Çok mutlu olmuştu, çünkü savaş onu fazlasıyla motive ediyordu.

Verdiğimiz eğitim tamamlandıktan birkaç gün sonra faşist Türk devleti Efrin’e saldırdı. Saldırıdan kısa bir süre sonra karargahımızda toplantı yapıp Efrin’e gitme kararı aldık. Cepheye gitmek için kendini önerenleri sorduğumuzda ilk elini kaldıranlardan biriydi Tekoşer. Hiçbir tereddüt yaşamıyordu. Mutluluğunu gözlerine bakarak anlıyorduk. İlk savaş deneyimi olacağı için heyecanlı, düşmanla çarpışacağı için de mutluydu Tekoşer yoldaş. İdeolojik ve pratik olarak savaşmaya hazırdı. Düşman bilinci ve ona darbe vurma fikri o kadar netti ki kafasında yaşamın doğal bir gerçekliği ve parçası gibi savaşa yaklaşıyordu. Soğukkanlı, dikkatli ve ilkeliydi. Eğitim sürecinde birçok şey öğrenmişti ve kendini pratikte gösterebileceği büyük bir fırsattı. Savaş örsünde şekil alıp devrim ve savaş bilincini yeniden tazeleyecekti. Eşitsiz bir savaşın en zor alanında göğüs göğüse çatışmaların yaşandığı bir denizin ortasında yönünü bulacaktı. Büyük fırtına yaratmak için küçük bir damla olmanın fırsatı ve yoldaşlarıyla birlikte savaşmanın olanağını yaratıp yaşatacaktı. İddia ve kararlılığı devrimciydi. Kin ve öfkesi her an patlamaya hazır dinamit gibiydi.

“Efrin’de aynı zamanda halkın sıkıntılarını, duygularını anlamaya çalışıyordu”

Ve birkaç gün sonra Efrin yolculuğumuz başladı. Yol boyunca bir an önce Efrin’e varmanın sabırsızlığını yaşıyordu. Sakin bir suskunluk içinde ne yapacağının bilincindeydi. Efrin direnişi başlamıştı ve o da bir an önce savaş cephesinde yer almalıydı. Uzun bir yolculuk sonrası gece yarısı şehir merkezine vardık. Tekoşer yerleştikten hemen sonra yaşadığı birçok anıyı yazmaya başladı. Sivil bir ailenin evinde kaldık iki gün boyunca. Kaldığımız iki gün boyunca Tekoşer yoldaşla birlikte Efrin şehir merkezini dolaştık. İyi olmayan Kürtçesiyle halkla konuşmaya çalışıyordu. TC devletinin işgal saldırısı karşısında halkın sorun ve sıkıntılarını, düşünce ve duygularını anlamaya çalışıyordu. İlk kez bu kadar savaşla yakından tanışıyordu Tekoşer yoldaş.

Sonra birlikte cephe hattına gittik. İlk olarak Raco tarafına gittik ve toplam 12 gün cephede kaldık. Raco’da kaldığımız süre boyunca birçok çatışmaya girdik. Tekoşer yoldaş düşmanla çatışmalarda çok iyi savaşıyordu. Düşmana vurduğumuz bütün darbelerin içinde korkusuzca yer alıyordu. Ve ısrarla operasyonlara katılmayı ön cepheye gitmeye devam etmek istiyordu. Her çatışma onu daha fazla motive ediyor moralini daha fazla yükseltiyordu. Bir çatışmada tek başına hem şehit arkadaşı taşımış hem de yaralı bir arkadaşı çetelerin arasından çıkarmıştı. Artık bütün cephe hattı onu tanıyor, her yerde Tekoşer yoldaş konuşuluyordu. Tekoşer adı gibi mücadeleci bir yoldaştı. Savaşta bir Pilîng (kaplan) gibiydi. Karşısında durup onu düşürebilecek bir düşman henüz yoktu. Düşmanın yoğun hava saldırılarına rağmen hiçbir şekilde geri adım atmıyordu.

“Komutanlık yapmaya aday, adeta savaş için yaratılmış bir anarşist yoldaştı”

Birkaç gün karargahımızda dinlendikten sonra tekrar cephe hattına geri döndük. Bu kez 25 gün kaldık cephe hattında. Birçok operasyona ve savunma hattına dahil olduk. Tekoşer hepsinde yer alıyordu ve hiçbir yara almadan birçok operasyondan ve çatışmadan çıkmayı başarmıştı. Elinden geldiğince her şeyi en iyi şekilde yapıyor daha fazla katkı sunmaya çalışıyordu

Çok iyi kullandığı kleşini hiçbir şekilde yanından ayırmıyor, her zaman düşmana karşı savaşmak için hazır vaziyette bekliyordu. O etrafındaki savaşçıları sürekli şaşırtan ve onlar üzerinde hayranlık uyandıran bir pratiğe sahipti. Savaşa bu denli kilitlenen bir enternasyonalist savaşçı karşısında hevaller ona “Neden bu kadar çok savaşmak istiyorsun heval?” diye soruyorlardı.

Bu soruyu her defasında yüzünden eksilmeyen gülüşüyle “Ji ber ku ez şervanîm” (çünkü ben savaşçıyım) diye cevaplıyordu Heval Tekoşer. Savaş ve savaşçılığı iyi kavramış, safını belirlemiş ve kendini düşmana karşı bilemişti Tekoşer yoldaş. O bize enternasyonalist bilinci ve dayanışmayı bir kez daha savaş ve devrimci yaşam pratiğiyle gösterdi. Ona birçok şey öğrettik, ancak ondan çok daha fazla şey öğrendik. O birçok enternasyonalist arkadaştan daha farklıydı bizim için. Onunla çok daha yakın samimi, yoldaşça bir ilişki yakaladık.

O bizim için Komutan Nubar Ozanyan yoldaştan sonra yaşadığımız en büyük kayıplardan birisidir. O sadece bir enternasyonal savaşçı değil, savaşı ve yaşamı devrimci tarzda iyi kavramış, komutanlık yapmaya aday, adeta savaş için yaratılmış bir anarşist yoldaştı. O farklı ideolojiye sahip olmasına rağmen devrimcilerin nasıl beraber ortak yaşayıp birlikte omuz omuza mevzilerde ve cephelerde savaşmaları gerektiğini öğretti. Onunla aynı havayı soluyup, cephede omuz omuza savaşmak ve mektubunda değindiği gibi başarılı hayatına tanık olmak bir onurdur. O bedenen aramızda olmasa dahi savaş bilinci ve sayısız savaş pratikleriyle sürekli belleğimizde yer alacaktır ve bizim için bir savaş ve direniş çizgisi olarak kabul edilecektir. Onun enternasyonalist savaş çizgisinde yürüyeceğimize söz veriyoruz.

Güle güle Efrin’in aslanı Tekoşer yoldaş!

Güle güle enternasyonalizmin korkusuz yiğit Partizan’ı Pilîng yoldaş!

Rojava’dan bir TKP/ML TİKKO savaşçısı